27 Şubat 2019 Çarşamba

İran Halısında Kullanılan Boyalar

Sentetik boyaların kullanımından önce bütün boyalar doğal ve bitkiseldi. Kömürden çıkarılan kimyasal bileşikler kimyasal boya üretim endüstrisini de genişletmiştir. Çoğu halı üreticisi günümüzde hem daha ucuz hem kullanımı daha kolay olduğu için kimyasal boyaları tercih etmektedir. Ancak çoğu Pers üreticisi günümüzde hala yan etkisi olmaması ve sağlık açısından daha uygun olmasından ötürü doğal boyaları tercih etmektedir.

İran Halısında Pers Boyaları

Renklerin insan hayatında var olması doğayla bütünleşmesinin bir sonucudur. Ancak doğuya özgü renkler insanların duygularını ifade ederken dış etkenlere/gerilimlere karşı bir tür refleks niteliği taşır. Belli çağlarda Persler renkleri dekoratif sanatlarda güçlü bir ifade şekli olarak geliştirmiştir. Hiç kuşkusuz Persler’in öznel ve mistik düşünceleri geleneksel seramik, minyatür ve çini sanatlarında renklerin kullanımının gelişimine katkısı büyük olmuştur.

İran Halıları Çeşitleri

İran’da halıcılık, Selçuk Türkleriyle başlar. İran halılarının eski örnekleri bulunmamakta, yalnız, M.S. ve 14 ve 15 yüzyıla ait minyatürlerde halı desenlerine rastlanmaktadır. İran halıcılığı 16. yüzyıldan sonra özellik kazanmaya başlamıştır. En parlak dönemi de bu tarihlerden sonra olmuştur. Bu dönemde halı, saray için ve saraya bağlı olarak yapılıyordu. XIX. yy.’dan itibaren de iyi ticaret organizasyonları kurulması ile İran dünya halı ticaretinde birinci halı ihracaatcısı ülke durumuna getirmiştir.
İran halı sanatı, 16. yüzyılda Safaviler döneminde doruk noktasına ulaşmıştır. Bu sanata ait ilk somut kanıtların da bu döneme ait olması bu bilgiyi doğrulamaktadır. Bu döneme ait yaklaşık olarak 1500 örnek dünyanın çeşitli yerlerindeki müzelerde ve özel koleksiyonlarda muhafaza edilmektedir. Şah Abbas hükümdarlığı süresince, ticaret ve sanatta ilerlemeler kaydedilmiştir. Şah Abbas, Avrupa ile ilişkileri destekleyerek ticareti geliştirmiş ve aynı zamanda başkent İsfahan’ı görkemli bir şehre dönüştürmüştür. Bunlar dışında halılar için bir kraliyet atölyesi kurmuş, bu atölyede yetenekli zanaatkar ve tasarımcıların muhteşem örnekler yaratmasını teşvik etmiştir.
O dönemde dokunan halıların büyük çoğunluğunda ipek kullanılmıştır. Birçok uzman, bu halıların halı tasarım konusunda gelinen en yüksek seviyeyi temsil ettiğine inanmaktadır. Şah Abbas ayrıca, halılarda altın ve gümüş iplik kullanımını geliştirmiştir. Bu yöntemle üretilmiş olan halılardan biri olan ve taç giydirme töreninde kullanılmış halı bugün Kopenhag’daki Rosenburg Şatosu’nda korunmaktadır. Bu özel parça, kadife yüzeyli bir hava sahip olup altından parlayan bir alt tabana sahiptir. Elbetteki bu halılar sadece kraliyet mensupları ve asilzadeler için özel olarak dokunmuştur ve herhangi bir altın hazine kadar sıkı bir şekilde korunmaktadır.

HALI

Pamuk, kıl, ipek, yün ipliklerin halının boyuna yan yana dizilmesinde meydana gelen çözgü iskeletinin her çift teline yün, ipek, floş iplerinin değişik tekniklerle, ilme bağlanıp, üzerine atkı ipliği kirkitle sıkıştırılmak suretiyle dokunan havlı yüzlü dokumadır. Halı imalinde atkı sayısı iki veya üçtür. Türkiye'de genellikle iki atkı kullanımı görülmektedir. Birkaç sıra dokuma yapıldıktan sonra ilmeler halı makası ile istenilen yükseklikte kesilmektedir. Son yıllarda desene göre havları kabartmalı olarak kesilen halılar da görülmektedir. Yaygı, örtü, yastık vb. olarak kullanılmaktadır.

Türk Düğümü (Gördes Düğümü - Çift Düğüm - Kapalı İlme)

Manisa'nın Gördes kazasında kullanıldığından bu ismi alan, Türkiye'de halı dokumalarda kullanılmaktadır, dünya literatürüne de Türk Düğümü olarak geçmiştir. Bu düğümünde iki türü görülmektedir. İç Anadolu'da kullanılan düğüm şeklinde, iplik, çözgü çiftinin önce öndeki sonra arkadaki teline dolanarak bağlanan düğümdür. Batı Anadolu'da kullanılan düğümde aynı işlem ters uygulanmaktadır. Bu değişiklik halının kalitesini etkilememekte, yalnızca Batı Anadolu'da dokunan halıların hav kesiminde kolaylık görülmektedir

İran Düğümü (Sine İlmesi - Tek Düğüm - Açık İlme)

Batı İran'daki bir yöreden adını alan Sine Düğümü olarak bilinmektedir. Bu düğümde iplik yalnızca çözgü çiftinin önündeki teline bağlanır, diğer çözgünün arkasından geçirilip aşağı doğru çekilerek sıkıştırılmaktadır. İran düğümlü halılarda da iki atkı ipi kullanılmaktadır.Uşak, Konya, Bergama (Yağcıbedir), Hereke, Gördes, Kula, Ladik, Sivas, Milas, Antalya (Döşeme altı), Fethiye, Kırşehir, Niğde, Kayseri, Isparta renk, motif, kaliteli halı üretimi yapan önemli halı merkezlerdendir.

Halı Nedir ?

Halı; atkılarının atılmasından sonra (arka iplikleri) üzerine desene göre istenilen hav yüksekliğinde iplerin geçirilerek düğümlenmesi ile yapılan ev içinde ve genellikle yer örtüsü olarak kullanılan eşyadır. Bazı evlerde de duvarda görülür.
Halının kökü Anadolu Selçuklu Devleti'nden gelmiştir.
Kilimle halı bir birinden farklıdır: Kilim ince bir halı tipidir. Dünyada bilinen ilk halılar Orta Asya'da Türkler tarafından dokunmuştur. Bu halıların günümüze kadar ulaşabilmiş en eski örneğinin MÖ 6-5. yüzyıllarda yapılmış olduğu ve halen Leningrad Müzesi'nde saklandığı bilinmektedir. [1]
Halı insanların rahat ve sıcak bir zemin arayışı sonucu ortaya çıkan ve ev dekorasyonunda önemli bir yer tutan bir malzemedir. Tarihi ise insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar önce sıcak bir zemin yaratmak amacıyla hayvan postlarını kullanıyorlardı.
İhtiyaçları arttıkça, ihtiyaçlarına uygun post bulamadıkları için, post taklidi yaygılar ürettiler. Zamanla sevdiklerini de desenleştirerek, bugünkü halının kaba örneklerine ulaştılar. Kısaca halı insanoğlunun doğaya karşı ve doğayı kendine uydurma mücadelesinin ilk ürünlerindendir.
Günümüze kadar gelen halı, yaşantımıza ekonomik, sosyal ve kültürel olarak önemli bir yer tutar. Gerek Türklerdeki, gerekse doğu ülkelerindeki ev dekorasyonundaki başlıca unsur halı ve kilimdir.
Günümüzde modern teknolojinin sınırsız avantajlarını kullanan halı sektörü kendini sürekli yenilemektedir. Her yıl yeni trendlerin, kalitelerin ortaya çıktığı halı sektörü yaratıcılığın sınırlarını zorlamaya devam etmektedir.